SARILMAK İÇİNDİR YARALAR

Olan şeyleri hepimiz gördüğümüze göre tekrarlamanın bir lüzumu yok,  
Sonuç olarak bu kadar genç işsizlikle mücadele etmekten bitap düşmüş olabilir bazıları bunu fırsata çevirenlerden de olmuş olabilir…
Aranızda var mı bu kuvvete karşı koyabilen?  
Yıllardır kafamdaki soruları çevirir sorarım ama cevaplamak için bana ikinci bir ruh gerekli.   Aşk ve para ikilemini ne kadar çözmüşüz diye düşünüyorum ve düşündürmek istiyorum. Belki rahatsız olacaksınız neden bunca derdin arasında sürüklemek istedikleri konu aşk…  
Çaresiz tek dert hastalıklar silsilesi gibi gelebilir.
Ben daha minimal almanızı ve hastalık olmasaydı çözemeyeceğimiz neler kalırdı bunları düşünüyorum.
Ölüm?
Yalnızlık?
Ayrılık?  
Psikolojik olarak ele alamam mı?  
Ben kafada biten çok felaket biliyorum. Bildiklerimi sizinle paylaşmak yerinde tarihin en büyük vurgununu neden beraber yapmayalım diyorum;
Bir ölünün arkasından keşke dediğiniz ne kaldı beyler?
Bayanlar bir ölüye son sözünüz olmalıydı dersiniz?
Eş / Dost / Arkadaş / Akraba / Aile fark etmez. Ben söyleyeyim. Ölünün arkasında pek bir şey söylenmez.
Uyanın vakit geç, kalan sağlara söyleyeceğim yalnızlık Allah vergisi değil sayın bayan bir seçimdir. Sinirlerinden arınamamış bir bay düşünelim, çıldırmaya ramak kalmışken tek bir gülüşün esiri olabilir.   Sinirlerinden arınmış bir bayan düşünelim birde…
Ne olursa olsun erkeği tek kurşunla yaralayabilecek kadar uysal, öldürmez yaralar. Sarılmak içindir yaralar ne zaman diye sormadan sarılırlar daima!  
Çiçeklerin açmadığı topraktan korkun baylar.
Bu parti çok çetrefilli. Kimsenin sizi sevdiği yok.
Eskiden “kimse sana bir şey vermez, adamsan gider sen alırsın” derlerdi. Büyük yalan.
Bu yalanı Müslüm Gürses’te, Nazım Hikmet’te, Sezen Aksu’da değiştiremedi.
Gidince giderler.  
Yalnızlık bir tercih meselesiyse, demek ki çözemeyeceğimiz tek şey ayrılık. Ölüm mü? Onu çoktan kabullenmiş olmalısınız…
Sevgiler