Mükemmeliyetçilik

Yaşantınız, aileniz, çevreniz, büyüme şekliniz, karşılaştığınız zorluklar, aşamadığınız anılar… Tüm bunlar sizin karakterinizi ve geleceğinizi oluşturur.
Kendinizi bildiniz bileli size dayatılan neyse o şekilde sürer hayatınız. Mesela başarılı ve her konuda iyi olmak zorunluluğunda kaldıysanız, her tökezlemenizde hakaretler savrulup yalnız bırakıldıysanız ilerde mükemmeliyetçi ve çok yönlü biri olursunuz. Fakat bir o kadar disiplin elçisi, takıntılı, kendini yetersiz hissettiği an salabilecek bir psikolojiye bürünebilirsiniz. İşte bu çok acı bir terbiye etme şeklidir. Bir insanı ‘’Ancak mükemmel olursan sevilirsin, en ufak hatanda kimse yanında olmaz ve istemez seni.’ dayatmasıdır. Bu bir psikolojik şiddettir akabinde. Bu yüzden buna maruz kalan kişi yeni insanlar tanımak istemez, kendini yormaktan ve uğraşmaktan kaçınır çoğu zaman. Duyguları, geçmişi ve geleceğini birbirine bağlamakla meşguldür. Ve tek istekleri başarılarını teşhislemek ve ayakta durmak için direnmektir. Onların algılarında güçlü insan olmak her şeyin üstündedir. Güçlü insan mükemmel insandır. Bundan ki uzun zaman insanlarla kurduğu bağlardan çok kendini yetiştirebileceği alanlarda kurduğu bağlamlara yönelir. Bu olgunlaşma sürecini geçtiğinde mazisine nefretle bakacak insanları suçlayacaktır.
Çünkü her şeyi tek başına aşmış, kendi kendine göğüs germiştir. İnsanlara ilham vermeyi, onlara iyi hissettirmeyi severler. Bunu sadece değer verdiklerine yapsalar da bir süre sonra duyguları körelir ve bir sorumluluk projesine çevirirler.
Yalnızdırlar. Hep yalnız kalmışlardır. Dört duvar arasında kendilerine yetebilmek pahasına bir gövde oyunu sergilerler. Sevileceklerini düşünmezler. Aslında hep enerjik hep mutlu gözükürler. Hiç tanımayan biri tarafından imrenen bakışlara hep maruz kalırlar. Yargılanırlar, ön yargılarla dolu bir soru havuzunda yüzerler. Çabalamayı severler. Bazen insanları tartmak için yanlış davranışları kasıtlı bir şekilde yapar tavırlarını gözlemlerler. Ve işte bu güç oyununu savaş meydanına çeviren bu insanlar yenilmemek uğruna acılarını iyi gösterirler. Gücünün farkına vardıklarında yönlendirmeyi severler. Hislerini, duygularını, beynini, düşüncelerini ve hatta evrenden istediklerini tüm yüreği ile yönlendirebilir ve bunun adına güç derler. Her anın tadını çıkarmak isterler. Eğer böyle bir insan varsa hayatınızda ve hep yanında dursun istiyorsanız onlara onu sevdiğinizi ispatlamanız gerekir. İnanma gücünü yitiren bu insanlara tek ispat duygularınızı hissettirmektir çünkü. Sizin sandığınızdan çok daha zekilerdir. Sizin kullandığınızı sandığınız bu insanlar düşüncelerinizin farkında olmakla beraber sizi analiz etmekten zevk alırlar. Değerini ancak yok olduğunda anlayacağınız bir hayata mahkum bırakırlar. Ne kadar güce ve mükemmelliğe önem verseler de onlar için gerçek güç ve kusursuzluk koşulsuz sevgidir. Sevginin çözemeyeceği düğüm yoktur. Arayışları, çabaları, anlamlandırdıkları her anı buna bağlarlar.