DİONİSOS BÜYÜSÜ
+ Ya bu oysa? – Ya değilse? + Konuşma! Bu o işte – Daha önce gördün mü onu? + Büyülü bir kitap nasıl görünebilir ki? Böyle işte. Haklılardı aradıkları o kitap ellerindeydi. Tarihler 6 Ekim 1983. Milat çoktan dolmuş, dünya…
Category
Hikâye ya da öykü, gerçek ya da gerçeğe yakın bir olayı aktaran kısa, düzyazı şeklindeki anlatıdır.
+ Ya bu oysa? – Ya değilse? + Konuşma! Bu o işte – Daha önce gördün mü onu? + Büyülü bir kitap nasıl görünebilir ki? Böyle işte. Haklılardı aradıkları o kitap ellerindeydi. Tarihler 6 Ekim 1983. Milat çoktan dolmuş, dünya…
Bereketli topraklarla çevrili vilayetlerden birinde garip bir çiftçi yaşarmış. Bu çiftçi gözlerinin önünde komşu tarlalar ekinlerle dolup taşarken kendi çorak arazisine bakınca içini kaplayan üzüntüye teslim olmaktan kendimi alamazmış. Çünkü onun tarlasında ne kadar uğraşsa da hiçbir nebatat yaşamazmış. Hasat…
İki adım yürür sonra tekler. İçinden 10’a kadar sayıp tekrar dener. Bir sırt gördü ya hemen ona binip yola devam eder. Bu böyledir. Yolu tek başına yürümeyi yük zanneden tufeyli adımını sayarak gider. Yürürken başında döner kuşlar. Her kuşun bir…
… Katil herkes olabilir. Poem sokağındaki o cinayet hala gizemini korurken bu sokağın sakinlerinin dışında çevre semtlerden gelen yüzlerce insan oluyordu. Cinayet mi? Burada mı olmuş? Hangi şiir yahu? Saat kaçta? Silah mı kalem mi? Gibi onlarca soru soruluyor. Hepsi…
Bulutlar pirüpak göğe saçılmış. Ağaçlar başını eğmiş, meyvelerinin gözleri güneşin ihtişamına olan hayranlığından açılmış. Hayat oradan bakınca sonsuz gibi görünmüş gözüne insanın. “Nedir benim ahvalim, tez elden kararacağını bildiğim bir istikbale mi gidiyor ayaklarım? Hani kalbim şahlanıp döndürüverirdi yanlış yollardan…
Çocukluğumun en güzel yıllarını geçirdiğim, en güzel insanlarla nasıl vakit geçirdim, nasıl aralarında büyüdüm bugün hepsini kaleme alacağım. Her ne kadar Kafkas kökenli birisi olsam da. Hayatım boyunca en çok değer verdiğim insanları anlatmak için kelimeler yetmeyecek olsa da, bir…
Takvimler 6 Kasım’ı, parmaklar Poem sokağını gösteriyordu. Bir mırıltı vardı sokaktan geçen herkesin dudağında. Önce adımlar yavaşlıyor, bakışlar yoğunlaşıyor. Sonrasında ise o mırıltılar. Belli ki bir haller vardı Poem sokağında, bir cinayet. Oldukça ilginç bir cinayet öyle ki maktulün avucuna…
Yıllardır en çok yazmak istediğim hikayelerimden bahsetmek isterim sizlere. Büyümek deyince aklımıza hep boy atmak, uzun boylu olmak, insanların yanında kendini yüksek görme hissi aklımıza gelir. Aslında öyle değilmiş büyümek. Sorumluluk almak ne demekmiş, acılarınla yüzleşip onlara meydan okumakmış, mücadele…
Ben 9 yaşındayım, Ali 13 yaşında o zamanlar. Ben çocuk gazetesi okurken Ali berber Mustafa amcanın yanında çıraklık yapıyor. Mahalledeki kocamış evlere gider, yüklerini sırtlanır sonra tıraş edip geri dönerdi. Mahalleli çok severdi Ali’yi, benim gibi. Ben, Döne. Ben 11…
Bir, iki, üç, dört, beş … Can sıkıntısından halının üzerindeki desenleri sayıyordum, tam tamına bir aydır evde hasta rolü yapıyordum. Eski sözde bir şeyim, önce yeni sonra eski olan patronumu aklımca boykot ediyordum, haaa çokta umurundaydı sanki! İstifa edemiyordum çünkü…