Sıradan bir günün öğleden sonrasında kahvesini içmek için oturduğu kafede insanları izlemeye koyuldu. Müthiş derecede keyif aldığı bu seyri yapmayalı uzunca bir süre olmuştu.
Geçen bu sürenin sonunda en çok dikkatini çeken insanların bakışlarıydı. Büyük bir itinayla incelediği bakışlarda öncelikle kendisini rahatsız eden şey, donukluktu. İnsanlar, bakışlarındaki canlılığı yitirmişlerdi. Gözler, ışıltıdan yoksundu. Bu mahrumiyetin ardındaki nedenleri düşünmeye başladı. Aklına gelen ilk sebep yabancılaşma oldu. Kişilerin en önce kendilerine ve nihayette de tüm hayata yabancılaşmaları belki de bu donuk ve ruhsuz bakışların en olası nedeniydi.
Çoğunluğun gözlerindeki bu sıradanlık ve aynılık gerçekten de dehşet vericiydi. Sevgililer sanki lanet olası bir zorunluluktan dolayı oradaydılar. Sohbet eden arkadaşlardan biri konuşuyor ama karşısındaki onu dinlemiyor veya duymuyordu; duysa bile anlamıyordu. Tek başına oturanlar ise ellerindeki telefonlara hapsolmuşlardı. Masalara egemen olan iki şey, samimiyetsizlik ve kasvet havasıydı. Mecburiyetin doğurduğu zorlama ilişkilerin ağırlığını ve sıkıcılığını hissetmemek mümkün değildi.
Bu vaziyete şaşırmamak gerekirdi. Ne de olsa son zamanlarda, insanların ruhuna tıpkı damara ilacın enjekte edilmesi gibi sığlık ve bayağılık zerk edilmişti. Yaşamda var olabilmenin yolunun dolaylı veya dolaysız modaya ayak uydurmaktan geçtiği öğretilmişti. Popüler düşüncelerin, fikirlerin ve zevklerin peşinden koşmaları aşılanmıştı. Bu, insanoğlunun başına gelebilecek en büyük talihsizliklerden biriydi.
Böylesine büyük bir talihsizlik, gerçek ve içten olan her şeyin düşmanıydı. Ne yazık ki, bireyler bu düşman karşısında daha en başında koyvermişlerdi. Zerre mücadele vermemiş, bilakis farklılıkların celladı olan bu hasımla dost olmaya karar vermişlerdi. Böylelikle, kendilerinden, dolayısıyla özgünlüklerinden bile isteye ödün vererek yalnızca birbirlerinin birebir kopyası olan prototiplere dönüşmüşlerdi.
***
Kafeden ayrılmadan önce en arkada oturan ve son derece havalı görünen bir kadın dikkatini çekti. Kendi kendine pozlar verip selfie çeken bu kadın çok yüksek ihtimal bu fotoğrafları bir an evvel sosyal medya hesaplarından paylaşmak için sabırsızlanıyordu. Elbette fotoğraflarını paylaşmadan önce onlara binbir türlü filtreler ve düzeltmeler ekleyerek önceki paylaşımlarından farksız hale getirecekti.
Belliydi;
Bu kadın da fotoşoplu hayatların en güzel örneklerinden sadece bir tanesiydi.