Beltolt Brecht 20.yüzyılın hayran kalınası şairi,oyun yazarı ve tiyatro yönetmeni olarak bilinir. Brecht, Aristoteles’in ortaya koyduğu tiyatro anlayışının yerine kendi benimsediği Marksist anlayışın ışığında devrim yaratmış ve çağdaş tiyatronun önde gelen temsilcilerinden olmuştur.
Brecht’in epik tiyatro anlayışına göre seyirciyi düşünmesi için harekete geçirmek ve bu sayede değişimi sağlama amacı vardır. Epik tiyatro şaşalı bir dekor vaat etmiyor ondan ziyade kullanışlı sergi alanı oluşturmak istiyor. Seyirciyi hipnotize olmuş denekler olarak görmek bu anlayışa ters düşmektedir. Brecht’e göre belli bir alanın izin verdiği duyguları sunmakta yetinmeyip alan değişime uğramasında rol oynayan düşüncelerle duyguları kullanan ve üreten tiyatro anlayışına ihtiyaç olmuştur. Brecht’in sıklıkla dramatik tiyatro anlayışı ile epik tiyatro anlayışını karşılaştırma yoluna gittiği rastlanmaktadır. Peki nedir bu iki tiyatro anlayışını birbirinden ayıran özellikler biraz bahsetmek istiyorum. Dramatik tiyatro aktarılacak olan olayı sahnede taklit etmektedir lakin epik tiyatro olayı anlatmaktadır. Epik tiyatroda dramatik tiyatronun aksine seyircide duygu uyandırılmaya çalışılmaz daha çok seyirciye kararlar verdirilir. Epik tiyatro anlayışında insanlar değişir ve değiştirilir olaylar durağan olmaz. Epik tiyatroda duygu yoktur gibi yanlış anlamalar yer almaktadır ama okuduğum birkaç yazıda gördüm ki asıl olan var olan duygu harcanmamaktadır hatta daha daha güçlendirmeye çalışılmaktadır.
Brecht epik tiyatronun amacını izleyiciyi eğitmek veyahut ona ahlak dersi vermek olmadığını düşünmüş ve gerçeğin farkındalık yaratmak için önemli olduğunu savunmaktadır. Epik tiyatroda nesnel değerlendirme sağlayan “yabancılaştırma tekniği” kullanılmıştır.
Brecht’in oyununa verebileceğim en güzel örneklerden biri Cesaret Ana ve Çocukları. Oyun evrensel olan savaşı konu alır. Bu oyunda epik tiyatronun özelliklerini görebilmekteyiz.